"ANA SAYFA". GÜNDEM". BITSIN-GITSIN SU PINAR AYLIN GIBILER 08 KASIM 2009 PAZAR".

Arkadaşınızın mail adresi:

"Bitsin-gitsin şu Pınar Aylin gibiler.

"Çok üzüldüm. Üzüntüden göbek atıyorum, yerimde duramıyorum".

"Ünlü modacı Cengiz Abazoğlu, Müge ile Sema'nın yüzüne baka baka 'Ajda Pekkan'ın çok komik giyindiğini söyledi. Yani Ajda'ya rüküş dedi. Ajda ne düşünür bilmiyorum ama ben fena halde alındım".

"Çünkü 40 yılda, en az 40 kez 'Bu ülkede Ajda Pekkan kadar zevkli giyinen kadın az vardır. Sadece Gönül Yazar'ı tanırım' diye yazdım. Ve çağdaş görünmek isteyen Türk kadınına Ajda'yı örmek gösterdim".

"Bunu inanarak yaptım. O hep idol idi, hep zevkli kadın efsane idi... Ajda gibi saç modeli, rengi, onun gibi giyinmek ve davranmak. Hâlâ iddia ediyorum, her zaman modayı Ajda yarattı, geliştirdi. Zenginlerin eşleri rahmetli Terzi Mualla, Terzi Yıldırım Mayruk, Hayri de moda dergilerini karıştırıp model ararken".

"Ajda kot pantolonunun altına çizme, üzerine beyaz ipek gömlek çekerek dergileri süslüyordu. Bence Cengiz kardeş eksik konuşmuş. Sözünü şöyle değiştirmeli".

"Ben daha doğmadan önce Ajda Pekkan Türkiye'nin en güzel giyinen kadını imiş. O zaman gençmiş, ne giyse yakışıyormuş!." Şimdi için;

"Ajda'yı hiç beğenmiyorum.18-20 yaşındaki genç kızlar gibi giyinmesi komik. Bu tarz taze, genç ve deli olursanız yakışır. Aksi takdirde Ajda'da olduğu gibi sakil durur. Kızının elbisesini giymiş gibi duruyor. Oysa bu saatten sonra pahalı ve kaliteli olması gerekir" diyebilir. Ki bu bile tartışılır".

"Müjde belediye otobüsüne binip araştırma yapsa ya...

"Müjde Ar, NTV'deki programında çok bilimsel magazin yapıyor. Belden aşağı bilimsel magazin."Burada konuşulanların yüzde 80'ine inanmayın" diyerek daha maçın başında topu dışarı atıyor. Sonra da sanki bilimsel araştırma yapmış, elinde veriler var gibi konuşuyor. Son programda "Türk erkeklerinin yüzde 50'si iktidarsız" dedi.

"Kendi yaşamına göre böyle bir araştırma doğru olabilir. İlk eşi rahmetli Samim Değer'in cinsel tercihini tün sanat ve TV dünyası iyi bilir. Yıllarca erkek arkadaşı olan babası yaşındaki yine rahmetli Ertem Eğilmez'i de tanır".

"45 kilo idi rahmetli. Hadi müzisyen Atilla Özdemiroğlu ile şimdiki eşi Ercan Karakaş için yüzde 50'lik kısım diyelim. Ama yine de böyle bir iddia. Başına çok iş açar Müjde'nin".

"Aslında bu konuda halka açık bilimsel araştırmalar yapmak çok kolay. Tanınmaz halde belediye otobüsüne binsin. İndiği zaman Türk erkekleri konusunda düşüncesi mutlaka değişecektir. Hele sabahları bazı varoşlarda otobüse binerse. Sanki herkes şemsiyesini cebine koymuş sanır".

"Anadolu'ya ise Allah göstermesin hiç gitmesin. Yüzde 00000001'e filan iner. Biz nüfusu kontrol etmek isterken Müjde neler diyor".

"Ağlamayana TV'de konuk olmak yok".

"Sıktı ama bu. Ferdi Tayfur 50 yıl önce vefat eden babasını hatırlayıp ağlıyor. Perihan Savaş 20 yıl önce vefat eden kocası için. Geçen gün de Kamuran Akkor, 15 yıl önce vefat eden annesini çok özledi, başladı ağlamaya".

"Hatırlamak veya ağlamak için karşılarında illaki kamera mı lazım? Hatırladığında üzülürsün ama... 50 yıl önce ölen baban için 65 yaşında ağlamazsın. Zaten bir ayağın çukurda. Biraz daha sabret, zaten babanın, kocanın veya annenin yanına gideceksin". Orada bol bol hasret giderirsin. Milletin moralini bozmaya ne gerek var?".

"Ama onlar da ne yapsın? Ağlayınca ertesi gün TV programı ve gazetelerde haber oluyorsun. Unutulan ismin hatırlanıyor. Yoo eskisi gibi reyting alınmıyor. Millet gülüp başka kanala kaçıyor".

"Bu ağlama işini milletin başına Emel Sayın sardı. 'Yağdır Mevlam Su' şarkısını söylerken bir ağladı, sonra moda oldu. Kim ekrana gelse ağlamaya başladı. Ama işin ustası İbrahim Tatlıses. Aslan gibi adamın ağlaması daha başka oluyor".

"Erkekleri de ağlattığı için Tatlıses bu işin kralı. Laf aramızda Tatlıses gerçekten ağlıyor. Bakmayın o görünüşüne. İnanılmaz yufka yürekli".

"Sanatçılara da hak vermemek elde değil. TV'ciler davet ederken, 'güzel bir ağlarsın' diye beyin yıkıyorlar. Böylece programı çok izleniyor havasını yatmak için. Oysa konuşulacak, gülünecek neler var şu ülkede".

"Bitsin-gitsin şu Pınar Aylin gibiler".

"Çok üzüldüm. Üzüntüden göbek atıyorum, yerimde duramıyorum. İzmir'in bağrından kopup İstanbul sanat dünyasına fırtına gibi giren, büyük şarkıcı, büyük oyuncu, çok güzel kadın, "boyu 150 santim filan", "Pınar Aylin'i 'Kağıt Bebek" dizisinden kovmuşlar. Gerekçe ise 'rolünü yapamıyor, oyunculuk yeteneği zayıf".

"Vay anasına sayın seyirciler, böyle haksızlık olur mu? Pınar Aylin gibi bir sanatçıya yapılır mı? Daha komik yanı var. Dizinin yapımcısı ve yönetmeni Pınar'ı 14 bölüm sonra mı fark etmiş? 14 bölüm oynadıktan sonra 'bu kız şarkıcı kalsın, dizide oynamasın' denmiş".

"Siz yediniz mi bunları yoksa benim gibi gargara yapıp tükürdünüz mü? O dizinin yapımcısını tanıyorum, Pınar'ın İzmir'den geldiği günü, nasıl şarkıcı olduğunu ve masum millete nasıl kakalandığını çok iyi biliyorum. Özetle tüm tezgâhları".

"Neye üzülüyorum biliyor musunuz? Konservatuvar mezunu, gerçek şarkıcı ama onurlu kızlarımız bar köşelerinde. Üç kuruş kazanmak için sabahlara dek şarkı söylüyorlar. Bir albüm yapmanın hayalini bile kuramıyorlar. Buna üzülüyorum, buna isyan ediyorum".